Güzel yöremiz, güzel kontluğumuz Lancashire yeni yıla hazırdı.
1788'i uğurlarken, heyecanla yeni yıla girmeye hazırlanıyorduk.
Ancak Kont Kocam Edgar'a onlarca kez sorduğum ve onlarca kez cevap alamadığım için Noel'i ne zaman kutlayacağımızı bilmiyordum; biz Katolik miydik, Kalvinist miydik?
Bu soruyu her sorduğumda Kont Kocam Edgar, aldığı aristokrat eril anlayışa uygun biçimde kızarıp bozararak sülün avına çıkıyor, eve döndüğünde ise daha da kızarmış ve bozarmış bir halde kuzey kanadındaki salonunun şöminesini yaktırdıktan sonra güney kanadındaki kütüphanesine kapanıyor ve saatlerce pipo içiyordu.
Düğünümüz ben fügdeyken olduğu için kıyılan nikahın hangi mezhebe göre olduğunu hatırlamadığımdan, kilise kayıtlarından hangi mezhebe bağlı olduğumuzu öğrenmek için gireceğim bir çabayı da non-aristokrat, non-kont karısı bulduğumdan, günlerimiz benim mezhepsizliğim ve Kont Kocam Edgar'ın dini bütünlüğü içinde geçip gidiyordu.
Bu yüzden Noel'i ne zaman kutlayacağımızı pek anlamadığım halde takvimler 31 Aralık'ı gösterdiğinde ben de her kont karısı gibi yeni yıla girmek için odama kapandım.
Öğle yemeğinden sonra tüm hizmetçiler mutfağa kapandığında, ben odamın kapısını arkadan sürgülemiş, boynuma bağladığım ipek şalın vegan olmayışı nedeniyle psikoza girmiştim.
Yeni yıla girecek her kont karısı gibi, önce vegan ceylan derisi kaplı defterimi açtım ve yeni yıl kararlarımı yazmak üzere vegan kaz tüyü kalemimi vegan mürekkep balığı mürekkebime batırdım:
1789 hedeflerim;
Virginia'yı instagram'dan ekle.
Korseni daralt.
İç etekliğine dört kat daha eklet.
Peruğu pudrala.
Kont Kocam Edgar'ın hal ve davranışlarını gözlemleyerek mezhebinizi öğrenmeye çalış.
Kızıl Meydan'a git.
Briç oynarken psikoza gir.
Attan düşüp ölen eski aşığının mektuplarını çıkarıp arseniğe bula ve yastığının altına koyarak her gece yatmadan onları kokla.
Attan düşüp ölen eski aşığının mezhebini öğren.
Attan düşüp ölen eski aşığının hayaletiyle histeri krizine gir.
Spora yazıl.
Vikontes'in bekar erkek kardeşinin ata binip binmediğini öğren.
Kont Karısı, 1788, Lancashire
Mürekkep bittiğinde, hizmetlilerin yeni yıl için sofrayı hazırlama telaşının sesini duydum. Bir süre sonra da oda hizmetçimin odaya girerek yüzümü yıkamam için bana uzattığı porselen leğen içinde yüzen leylaklar eşliğinde yüzümü yıkadım.
O sırada yüzüme yapışan leylakların verdiği gerginliğe bir kont karısı olarak daha fazla dayanamadım ve psikoza girdim.
Psikozdan çıkınca da füge girdim.
Kendime geldiğimde malikanenin güney kanadındaki yemek salonunun şömineleri yanmış, doğu kanadındaki yemek salonundaki yemek masasının bir ucunda oturmaktaydım. Üzerimde henüz icat edilmemiş olan devrimin kırmızısında bir renk elbise, masanın karşı ucunda ise Kont Kocam Edgar vardı. Füg'den çıkar çıkmaz Şekspir üzerine eleştiriler yazan Kont Kocam Edgar'ı yanıp sönen ışıklar içindeki kırmızı bir şapka içinde görünce yeniden psikoza girdim.
Psikozdan çıktığımda beni psikoza sokan şapkanın, birden fazla mumun hizmetliler tarafından saniyede 10 kere yakılıp söndürülerek "yanar döner" bir hava verilen, ilginç bir tasarım ürünü olduğunu ve Kont Kocam Edgar'ın olan bitenden pek de haberdar olmadığını gördüm.
"Edgar, hayatım!" dedim.
Kafasında yanıp sönen mumların hızından yeniden psikoza ya da krize girmekten korktuğum için gözlerimi masayı aydınlatan tek bir muma odaklamaya çalıştım.
Koca yemek masasındaki tüm mumları Kont Kocam Edgar yeni yıl coşkusu yüzünden
kafasında yakıp söndürttüğü için, devasa monarşik masamızın ortasında kala kala zavallı bir mum kalmıştı. Mumum üzerindeki "mudo concept"yazısından gözlerimi ayırmamaya çalışarak konuşmaya başladım.
"Edgar, hayatım!" dedim.
Kont Kocam Edgar önünde duran şarap şişesini ağzına dikerek aristokrasinin sınırlarını zorluyor, güneşi batmayan güzel Britanyamız'ın damalarımıza yüklediği mavi kanın rengini bozarcasına kafasında yanıp sönen mumlarla adeta gücü zayıflayan aristokrasinin yakın zamanda nasıl burjuva tarafından yerle bir edileceğinin sinyallerini veriyordu.
Bu öngörü yüzünden de psikoza girdim.
Psikozdan çıktığımda malikanenin boş koridorlarında saat gece yarısını vuruyordu ve Kont Kocam Edgar'ınn kafasının etrafını saran mumlar erimiş, hizmetliler yerdeki mum kalıntılarını kazıyordu. Kont Kocam Edgar ise açtırdığı on altıncı şarap şişesinden ağzının kenarına dökülen şarabı adeta hissetmeden, aristokrat bir ifadeden uzak biçimde bana bakıyordu.
"Edgar, hayatım!" dedim.
Kont Kocam Edgar gözlerini bende sabitlemeye çalışarak bir süre bana baktı.
Her kont karısı gibi gece boyunca ağzımı açmamış, yemeklere ya da içeceklere elimi sürmemiş, hayatım boyunca olduğu gibi Kont Kocam Edgar'a o gece de elimi sürmemiştim. Aristokrasinin omuzlarıma yüklediği sorumluluğun bilinci ile, 1789'a girmiştim.
Ben Virginia'nın ne zaman instagram açacağını düşünürken, masada zayıflamakta olan solgun mum ışığında Kont Kocam Edgar'ın masaya tutunarak yanıma yaklaşmakta olduğunu gördüm.
"Edgar, hayatım!" dedim.
Birkaç dakika sonra sülün avına giderken altına giydiği termal içlik aristokrat gömleğinin kopmuş düğmeleri içinden belirginleşerek yanıma geldi Kont Kocam Edgar.
Yanımdaki sandalyeye düşercesine oturmak istedi.
"Edgar, hayatım!" dedim.
Yalpalayarak yeniden doğrulmak isterken aramızda aristokratlığımıza zarar verebilecek bir fiziksel temas gerçekleşti. Hemen, bir kont karısına yakışacak biçimde kalktım:
"İyi seneler Edgar!" diyerek sandalyemi geriye ittim.
Aynı anda Kont Kocam Edgar peşimden gelmek için bir adım daha attı ve içtiği yıllanmış şarapların da etkisiyle yere düştü.
Kaç kat olduğunu sayamadığım etekliğimin bir ucuna kafasını vurduğu için bir an yerimde kalakaldım; beni sabitlemek istercesine eteğime elini uzattığında ise her kont karısının yapması gerekeni yaptım ve Kont Kocam Edgar'ın eline hafif bir tekme savurdum.
Kont Kocam Edgar yeni yıl coşkusu ve devrimin getireceği büyük değişimin sancıları içinde 1789'a girerken, Şark halımızın üzeride boylu boyunca yatıyor, gözyaşları ve salyaları halının ince işçiliğine sızıyordu.
Salondan çıkmadan son bir kez dönüp baktım; 1789'da aristokrasinin yiyeceği darbe yeniden bir öngörü olarak gözümde canlandı.
"İyi seneler Edgar" dedim tekrar.
Odama çıkıp yattığımda, Kont Kocam Edgar'ın kontluk arazimiz içinde tivitır'dan kostanza'nın tivitlerini sesli okuyarak fav'ladığını ve ağladığını işittim.
Uykuya daldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder