6 Kasım 2020 Cuma

Nasılsınız Edgar?

 Kont Kocam Edgar'un uzaktan kuzini Eleanor kontluğumuzu ziyarete geleceği için çok heyecanlıydık.


Çok heyecanlıydık dediğim, Elizabeth dönemine uygun biçimde heyecanlıydık; ben bir kont karısı olarak heyecandan bayılıp psikoza girip 6 gün yatakta buz gibi bir halde yatarak sayıklamıştım; Kont Kocam Edgar ise 6 gün 7 gece at üzerine dağda bayırda gezinmişti.

Eve döndüğünde uzun bir süre oturmakta güçlük çekmesine rağmen Kont Kocam Edgar heyecanını atlatmıştı; onun gelişiyle beraber ben de yatağımdan kalkmış ve manic panic beyaz pudra ile üç kat sıvadığım sıfatımla aşağıdaki salona inmiştim.

Kont Kocam Edgar ben salona indiğimde oturmakta güçlük çektiği için ayakta duruyor, piposundan derin derin tütün çekiyordu. Sırtını kapıya dönmüş, kontluk arazimizin uzun ovalarına bakıyordu pencereden.

"Edgar, hayatım, nasılsınız?" der demez irkildi ve bana döndü.

"Nasılsınız?" diyerek uzun süre ata binmeye bağlı gelişen sıkıntılar yüzünden zorlanarak yürümeye çalıştı.

"Ah, Edgar, hayatım, durun, ben sizin yanınıza geleyim" dedim.

Bir kont karısı olarak Kont Kocam Edgar'a doğru bir kaç adım attım. 

Ellerimizi uzattık, ancak ellerimiz birbirine değmedi. 

"Ah" diyerek ellerimizi indirdik. Bir adım daha atsam Kont Kocam Edgar'ın ellerine dokunabilecektim oysa, ancak matmazelimin bana küçükken öğrettiği gibi bir kont karısı olarak tek seferde en fazla iki adım atabiliyordum. Bir sonraki adım için aradan geçmesi gereken süre 20 dakika kadardı.

Uzun süre birbirimize bakarak durduk.

Bir on dakika kadar sonra konuşmaya başladım.

"Ah, Edgar, hayatım, Eleanor geleceği için o kadar heyecanlıyım ki" dedim.

"Görüyorum. Oldukça sevinmişe benziyorsunuz," dedi.

"Nasıl sevinmem Edgar, siz de biliyorsunuz ki kuzininiz Eleanor'u en son kraliçeye takdim töreninde görmüştüm."

"Evet" dedi Kont Kocam Edgar ve uzun süre ayakta durmaktan ağrıyan belinin acısının yüzüne vurmasını engelleyemedi.

"Ah, Edgar, hayatım, nasılsınız?"

"Bir şeyim yok, bir şeyim yok" dedi ancak pencere kenarına doğru bir adım atmak isterken ani bir sancıyla kalakaldı.

"Ah Edgar, hayatım, hareket etmemelisiniz" dedim.

"Rica ederim, paniğe gerek yok, Françoise'yı çağırır mısınız, beni odama taşısın"

Françoise'ya seslenmesi için orta hizmetçimize seslendim.

Françoise'nın gelmesini beklerken konuşmaya başladım.

"Ah, Edgar, hayatım, o kadar mutluyum ki, Eleanor geldiğinde kendisini evinde gibi hissetmesi için kuzey kanadındaki yatak odasını hazırlattım" dedim.

Ben cümlemi bitirirken Françoise salona girmişti.

Saygıyla eğildi önümüzde.

"Françoise, beni odama çıkar" dedi Kont Kocam Edgar.

"Peki efendim" dedi Françoise ve Kont Kocam Edgar'ı bir çırpıda kucakladı.

Hızlı adımlarla odadan çıkarlarken Kont Kocam Edgar'ın İngiliz olmasına rağmen bir nebze geniş olan omuzları kapıdan geçmedi ve küçük bir dikkatsizlik sonucu Françoise Kont Kocam Edgar'ın kafasını tik ağacından kapı kasasına vurmasına sebep oldu.

"Ah" dedi Kont Kocam Edgar.

"Ah, dedim, NASILSINIZ EDGAR?"

Yere parelel bir konumda, hizmetçisi Françoise'nin kolunun altında kapıdan geçerken tüm ciddiyetiyle başıyla selam verdi Kont Kocam Edgar.

Kont Kocam Edgar yukarı taşınırken ben de odaya dönüp pencerenin yanındaki koltuğa oturdum.

"Ah" dedim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kont Kocam Edgar Sınıf Bilinci

"Vikontesin eltisine ne demeli peki? Sınıf bilinci için diktirdiği o korse de neydi öyle! Aman Tanrım, uzun zamandır gördüğüm en sıkı k...