Dün gece hiç uyuyamadım.
Sebebi, Kont Kocam Edgar'dı.
Yıllardır birbirimize duyduğumuz karşılıklı güveni sarsacak bir hareket yaptı. Kırıldım. Elizabeth döneminde yaşayan bir kont karısı olarak kırılmaktan da öte sanırım verem oldum. Ya da yüksek ateşle yatarak üşüyeceğim bir hastalığa yakalanırım en kısa zamanda.
Çünkü kırıldım.
Çünkü aramızdaki güven rağmen, Kont Kocam Edgar dün gece beni çok şaşırttı.
Evliliğimizin ilk gününden itibaren ayrı odalarımızın arasında kilitli, çift sürgülü ve hırsız alarmı takılı olan kapıyı, kendi tarafından zorladı.
Zorladı.
Bir zorba gibi.
Bir konta yakışmayacak bir şekilde, cinsel dürtüleri varmış gibi.
Yatağa sırt üstü uzanmış ve bir milimetre kıpırdamamış olarak uykuya dalmıştım, bir kont karısına yakışacak şekilde. Ancak dingin gecem, kapının Kont Kocam Edgar'ın odasından zorlandığını fark etmemle gözlerimi bir kont karısının dehşete düştüğünde yapabileceği en makul hızda açmaya ayarlayarak, gözlerimi açtım.
Evet, yanlış duymamıştım.
Kont Kocam Edgar kapının kolunu sinsice hareket ettiriyordu.
Omuz attığını fark ettiğimde ise oda hizmetçimin odaya gelmesi için zili çalmaya dahi fırsat bulamadan kalkıp ipek sabahlığımı KENDİ BAŞIMA giymek zorunda kaldım. Uğradığım yıkımlara bir yenisini daha ekleyen bu olay karşısında, bir kont karısı gibi davranmıyor oluşuma içimden soylu ve asilce yakınarak kapıya doğru ilerledim.
Kont Kocam Edgar sinsice omuz atmaya devam ediyordu. Çift sürgülü kapıyı nasıl açacağını düşünüyor, diye merak etmem bir yana, bir yandan da soylu bir kont olarak karısının yatak odasına girmeye nasıl cüret ediyor diye düşünerek gözyaşlarımı soylu ve asil biçimde içime akıtıyordum.
Kapıya yaklaştım.
Sürgülerden biri bile yerinden oynamamıştı.
Kont Kocam Edgar, sinsi sinsi omuz atarak bir yere varamayacaktı.
Birden ses kesildi.
Ayak seslerimi duymuş olmasından korktum.
Ya da bir soyluya yakışmayan omuz atma ve karısının odasına girmeye çalışma girişimi yüzünden Tanrı tarafından canının alındığını düşündüm.
Kapıya doğru yaklaştım.
Sürgüleri sessize açtım.
Hırsız alarmını etkisiz hale getirdim. Zaten kapının üzerine bakır bir tas içinde koyduğum öküz ödünden ibaretti.
Kapının koluna elimi attım.
Yavaşça kilidi çevirdim.
Yatak odama doğru, yani bana doğru açılan kapıyı yavaşça açmaya yeltendim.
Ancak o anda ani bir hareketle Kont Kocam Edgar'ın kendi yatak odasından, kapının diğer yanından kapı koluna asıldığını fark ettim.
Usulca "Edgar?" diye fısıldadım.
Kapının kolunu açmak için bir kont karısına yakışacak şekilde, düşük seviyede bir basınç uyguladım.
Ancak Kont Kocam Edgar kapının diğer tarafından kolu öyle sert tutuyor, açılmasını öyle sert biçimde engelliyordu ki, tüm gücümle de, kont karısı çizgimden çıkacak biçimde bile kapıya abansam kapıyı açma ihtimalim yoktu.
"Edgar", dedim tekrar. "Kapının kolunu bırak".
Kont Kocam Edgar onun giriştiği soyluluk dışı davranışı fark ettiğimi anlamış olmalıydı. Kapıdan gevşeyen elini, kapı kolunun benim olduğum tarafından serbest kalışıyla anladım.
Ardından, sürgüleri tekrar yerine taktım. Öküz ödünü açanın kafasına düşecek şekilde kapının üzerine yerleştirerek hırsız alarmını etkinleştirdim.
Tam yatağıma doğru giderken, Kont Kocam Edgar'ın odasından gelen sesi duydum. Hiddetle çekilen çarşafın sesi odama kadar doluyordu.
Ardından odasının penceresinin açıldığını duydum. Kont karısına yakışır şekilde pencerem yaklaştım ve ay ışığı altında sonsuza dek uzanan arazimizin üzerine Kont Kocam Edgar'ın Fransız ipeğinden yapılmış çarşafının yere düşüşünü gördüm.
Çarşaf, çiçek tarhlarının arasına düştü.
Çarşaf, çiçek tarhlarının arasına düştü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder